-
1 خم
Iخَمّ1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan3. işlenmemiş4. boktanAnlamı: berbat, kötü durumda5. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş6. cılkAnlamı: bozularak kokmuş7. berbatAnlamı: kötü8. bayatAnlamı: taze olmayanIIخَمَّ1. çalmakAnlamı: süpürmek, temizlemek2. süpürmekAnlamı: süpürge ile temizlemekخُمّ1. folluk2. kümesAnlamı: tavuk, hindi gibi evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer -
2 دفر
IدَفَرağırlıkAnlamı: yemek bozulmaIIدَفَرَ1. deflemekAnlamı: defetmek2. kakalamakAnlamı: sürekli çekiştirmek, itmek3. defetmekAnlamı: kovmakدَفِر1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. işlenmemiş3. boktanAnlamı: berbat, kötü durumda4. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş5. cılkAnlamı: bozularak kokmuş6. berbatAnlamı: kötü -
3 رديء
رَدِيء1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kepazeAnlamı: niteliğini iyi olmayan3. boktanAnlamı: berbat, kötü durumda4. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş5. kemAnlamı: kötü, fena6. berbatAnlamı: kötü7. cılkAnlamı: bozularak kokmuş8. bayağıAnlamı: aşağılık -
4 زخم
Iزَخَمَ1. deflemekAnlamı: defetmek2. kakalamakAnlamı: sürekli çekiştirmek, itmek3. defetmekAnlamı: kovmakIIزَخِم1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan3. işlenmemiş4. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş5. cılkAnlamı: bozularak kokmuş -
5 زنخ
زَنِخ1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan3. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş4. cılkAnlamı: bozularak kokmuş -
6 سنخ
سَنِخ1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan3. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş4. cılkAnlamı: bozularak kokmuş -
7 سهك
سَهِك1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan3. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş4. cılkAnlamı: bozularak kokmuş -
8 عطن
عَطِن1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan3. boktanAnlamı: berbat, kötü durumda4. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş5. cılkAnlamı: bozularak kokmuş -
9 عفن
IعَفَّنَçürütmekAnlamı: çürümesine sebep olmakIIعَفَن1. taaffünAnlamı: kokuşma2. küfAnlamı: çoğu yeşil renkli mantar3. ağırlıkAnlamı: yemek bozulmaعَفِن1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan3. boktanAnlamı: berbat, kötü durumda4. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş5. cılkAnlamı: bozularak kokmuş -
10 متعفن
مُتَعَفِّن1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan3. küflüAnlamı: küflenmiş olan4. işlenmemiş5. boktanAnlamı: berbat, kötü durumda6. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş7. cılkAnlamı: bozularak kokmuş -
11 مخم
مُخِمّ1. ağırAnlamı: kokuda çirkin2. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan3. işlenmemiş4. boktanAnlamı: berbat, kötü durumda5. geçmişAnlamı: çürümeye yüz tutmuş6. berbatAnlamı: kötü7. cılkAnlamı: bozularak kokmuş -
12 منتن
-
13 نتن
IنَتُنَçürümekAnlamı: bozulup dağılmakIIنَتِن1. kokuşukAnlamı: kokuşmuş, bozulmuş olan2. kokmuş
См. также в других словарях:
kokmuş — sf. 1) Çürüyüp bozularak kötü kokan, kokuşuk 2) mec. Yerinden kımıldamaya üşenen, tembel, miskin Kokmuş adam. 3) mec. Çok bilinen, değersiz, önemsiz Ve sen o kokmuş tangoyu on sekizinci defa dinleyeceksin. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
cılk — sf. 1) Bozularak kokmuş (yumurta) 2) Cıvık Çok çamurlu, cılk yollarda çoğu kadın olan köylüler, toplanmış bizi seyrediyorlardı. H. E. Adıvar 3) İrinlenmiş Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi. S. F. Abasıyanık 4) hlk. Sözünün eri olmayan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kokmak — nsz, ar 1) Koku çıkarmak Her gelişinde üzeri yabancı lavantalar kokuyor. H. R. Gürpınar 2) Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokuşmak Bu et kokmuş. 3) mec. Olacağıyla ilgili belirtiler göstermek, olacağı hissedilmek Ortalık savaş… … Çağatay Osmanlı Sözlük